1. HABERLER

  2. Obezite nedir? Obezite neden olur? İşte Obezite ile Mücadelenin 7 Yolu
Obezite nedir? Obezite neden olur? İşte Obezite ile Mücadelenin 7 Yolu

Obezite nedir? Obezite neden olur? İşte Obezite ile Mücadelenin 7 Yolu

Obezite nedir? Obezite neden olur? Dünyadaki birçok insan obezite ile mücadele ediyor. Bu makale, birçok hastalığı tetikleyen ve insan yaşamını kısaltan obezite ile mücadele yolları hakkında bilgiler içermektedir.

A+A-

Obezite dünya nüfusunu büyük ölçüde tehdit etmeye devam ediyor. Fast food tüketimindeki artış, düzensiz beslenme ve fiziksel aktivitedeki düşüş şişmanlığın artmasının temel nedenleri olarak bilinmektedir.

Şişmanlık, yüksek yağ tüketiminin bir sonucu olarak vücuttaki yağ oranındaki artıştır. 

(Beden Kitle İndeksi) göre obeziteyi değerlendirmenin en kolay yöntemi; Ağırlığınızı boyunuzun karesine böldüğünüzde (kg/m²) çıkan sonuç, fazla kilolu ya da obez olup olmadığınızı belirtir.

8 - 20 kg. = Zayıf
20 - 25 kg. = Orta
25 - 30 kg.= Obez
30 - 35 kg.= Son derece obez.

Obezite neden olur?

Obezite hastalığı sık sık ve yüksek oranlarda kalorili beslenme düzeniyle yaşayan, fiziksel olarak etkinliğin ya da egzersiz yapmanın az olduğu kişilerde görülmektedir. Bunun dışında genetik olarak yatkın olma, hormonal bozukluklar, psikolojik sorunlar ve akabinde kullanılan antipsikotik ilaçlar da obeziteyi tetikleyen sebepler arasındadır. Halk arasında, obezite hastalığının metabolizma hızının düşüklüğüyle ilişkili olduğu yönünde bir kanı olsa da, bu aslında nadir görülen bir sebeptir.

Çoğunlukla obezite diğer bir deyişle morbid obezite hastalığından muzdarip kişiler vücudunun gerekliliklerini karşılamak için kilosu normal olan kişilerden daha fazla enerji tüketmektedirler. Dolayısıyla obezite hastalığı olan kişilerin bazal metabolizma hızları yükselmiştir. Gelişen teknoloji bireylerin fiziksel olarak bedenlerini kullanma alanını daraltmıştır. Bu da obezite hastalığının artışında yüksek bir etkiye neden olur.

Obezite kaderiniz değil!

Obezitenin başlıca ve geri dönüşümsüz sebeplerinden biri genlerdir. Ancak, genetiğin arkasına sığınmak ve kaçınılmaz olarak görmek gerekli değildir. Bir insanın genomik obezitesi varsa, beslenme alışkanlıklarını gözden geçirmesi gerekir. Doğru ve dengeli beslenme ile şişmanlık önlenebilir. Sağlığımızı tehdit eden yüksek kalorili içerikleri nedeniyle şişmanlığa neden olan hazır ve yarı hazır yiyeceklerin tüketimini azaltmak çok önemlidir.

Fiziksel aktivite çok önemlidir!

Hem fast food tüketimindeki artış hem de fiziksel aktivitedeki düşüş, obeziteyi tetikleyen sebeplerden ikisidir. Bilgisayar, televizyon gibi teknolojik cihazlara bağımlılığın artması ve sosyal yaşamdaki hareketin azalması aşırı kiloya neden olmaktadır. Çocukların ve gençlerin çoğu artık parkta oynamak yerine bilgisayarda zaman harcıyor ve sanal bir iletişim formu kabul ediyorlar. Bu hareketsizlik ve alışkanlıklar bütüne obezite getirir ve kısır bir döngü oluşturur.

Obezite ile Mücadelenin 7 Yolu

Kilonuzu kabul etmeyin.
Fazla kilolarınızdan sadece görünüşünüz için değil, sağlığınız için de kurtulun.
Hatalarınızı bulmaya ve yeme alışkanlıklarınızı gözden geçirerek değiştirmeye çalışın.
Gerekirse, bu değişiklikleri yapmak için uzman desteği alın.
Uzmanın önereceği diyet için hazır olduğunuzda başlayın.
Kilolarından kurtulmak için acele etme. Kendine uzun zaman ver ve kilo vereceğine inan.
Diyet yaparken çevrenizin sizi kötü etkilemesine izin vermeyin. Gerekirse diyetinizi kimseyle paylaşmayın.
Kilo verdiğinizde, diyetten vazgeçmeyi düşünmeyin, ancak bir çözüm olmayacağını düşünerek sabırlı olmaya çalışın.
Diyet yaparken fiziksel aktivitenizi arttırmaya çalışın.
Egzersiz yapın.

TÜRKİYE’DE OBEZİTE GÖRÜLME SIKLIĞI

Erkeklerde: 20,5
Kadınlarda: 41,0
Toplamda: 30,3

OBEZİTENİN NEDENLERİ NELERDİR?

Aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları
Yetersiz fiziksel aktivite
Yaş, cinsiyet
Eğitim düzeyi, sosyo – kültürel etmenler
Gelir durumu
Hormonal ve metabolik etmenler
Genetik etmenler
Psikolojik problemler
Sık aralıklarla çok düşük enerjili diyetler uygulama
Sigara- alkol kullanma durumu
Kullanılan bazı ilaçlar (antideprasanlar vb.)
Doğum sayısı ve doğumlar arası süre

OBEZİTENİN YOL AÇTIĞI SAĞLIK SORUNLARI

İnsülin direnci 
Tip 2 diyabet
Hipertansiyon
Koroner arter hastalığı
Kan yağlarının yüksekliği
Metabolik sendrom
Safra kesesi hastalıkları
Bazı kanser türleri (kadınlarda safra kesesi, endometriyum, yumurtalık ve meme kanserleri, erkeklerde ise kolon ve prostat kanserleri )
Osteoartrit
Felç
Uyku apnesi
Karaciğer yağlanması
Astım
Solunum zorluğu
Gebelik komplikasyonları
Menstruasyon düzensizlikleri
Aşırı kıllanma
Ameliyat risklerinin artması
Ruhsal sorunlar (Anoreksiya nevroza (yemek yememe) veya Blumia nevroza (kusarak yediği besinlerden yararlanmama), Binge eating (tıkınırcasına yeme), gece yeme sendromu gibi ortaya çıkabilir veya bir şeyi daha fazla yiyerek psikolojik doyum sağlamaya çalışma)
Toplumsal uyumsuzluklar
Özellikle sık aralıklarla kilo alıp verme sonucunda deri altı yağ dokusunun fazla olması nedeniyle deri enfeksiyonları, mantar enfeksiyonları
Kas-iskelet sistemi problemleri

OBEZİTEDE NASIL BESLENMELİ

Diyetisyen Suzan Elpe’nin, obezitede beslenme önerileri şöyle:

Yanlış diyetler, aç kalarak zayıflamaya çalışmak sizi bir sonraki dönemde daha da kilolu yapacaktır.

Haftada 0.5-1 kg kaybetmek sağlıklı kilo kaybı demektir. Kesinlikle acele etmeyiniz. Unutmayın vermek istediğiniz kiloları da çok kısa sürede almadınız.

Az ve sık yiyin. Günde en az 5-6 öğün yemek metabolizmanızı hızlandırarak kilo vermenizi sağlayacak.

Güne mutlaka kahvaltı ederek başlayın.

Yemeklerinizi mümkün olduğu kadar sakin bir ortamda ve yavaş yiyin, iyi çiğneyin.

Yemek yerken hiçbir şeyle meşgul olmayın.

Gün boyunca idrarınızın açık renk olmasını sağlayacak kadar su tüketmeye özen gösterin.

Aşırı yağlı, şekerli gıdalar yerine düşük kalorili ama sağlıklı olan yiyecekleri seçin.

Günde en az 5-8 porsiyon sebze ve meyve tüketin. Böylece hem vitamin, mineral almış hem posadan zengin
beslenerek daha uzun süre tok kalmayı sağlamış olacaksınız.

Beyaz ekmek yerine daha sıkça esmer ekmeği tercih edin.

Yemek yaparken az yağ kullanın. Yağlar, karbonhidratlar ve proteinlere göre iki katından fazla kalori sağlarlar.
Bitkisel sıvı yağları kullanın.

Kızartmalar yerine daha sağlıklı olan haşlama, ızgara, fırınlama gibi yöntemleri tercih edin.

Süt ve ürünlerinde az yağlı olanları satın alın.

Diyet ürünlerini sınırsız tüketilebilecek yiyecekler olarak görmeyin, çoğunun kalorisi oldukça fazladır.

Bir şeyler atıştırmak istediğinizde meyve, süt, yoğurt, ayran, kuru meyve ve az miktarda olmak koşuluyla fındık,
ceviz, bademi tercih edin. Meşrubatların fazla tüketilmesinin önemli bir kilo nedeni olduğunu unutmayın.

Alışverişe mutlaka tok çıkın ve diyetinize zarar verecek yiyecekleri satın almayın.

Sıkıldığınızda bunu yiyeceklerle paylaşmayın. Unutmayın kilo almak size ikinci bir sıkıntı olarak geri dönecektir.

Her şeyden önce kendinize güvenin ve bunun bir süreç olduğunu unutmadan ısrarla diyetinizi uygulamaya devam edin. Sadece kilo vermek değil onu koruyabilmek de önemlidir

UZMANLAR UYARDI :Obezite anne karnında başlıyor

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) bünyesinde dispanser hizmeti veren 'Smart Health Life Center’ın düzenlemiş olduğu “Obezite” semineri, GAÜ Millenium Senato Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.

Genel Cerrah Doç. Dr. Hasan Acar’ın moderatörlüğü ile gerçekleştirilen seminerde konuşma yapan GAÜ Tıp Fakültesi Akademisyeni Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Elçin Yoldaşcan, Obezite’nin bir hastalık mı, semptom mu, süreç veya bir risk faktörü mü olduğuna değinerek açıklamalarda bulundu.

“108 milyon çocuk ve 604 milyon erişkin obez”

Obezitenin bebeklik döneminde, hatta anne karnında başlayan ve önlem alınmazsa bütün vücudumuzu saran bir hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Elçin Yoldaşcan, “Organlarımızın fonksiyon bozukluklarına yol açan, damarlarımızı bozan, karaciğerimizi yağlandıran, kalp kaslarının beslenmesine, böbreklerin düzenli çalışmasına engel olacak hastalıkları doğuran bir salgın hastalık olarak tanımlıyoruz. 2015 itibarıyla dünyada 108 milyon çocuk ve 604 milyon erişkin obez” dedi. Obez sayısının ise 2,2 milyarı aştığını belirten Yoldaşcan, “Obezitenin oluşumunda biyolojik, davranışsal ve çevresel faktörlerinde etkisi bulunmaktadır. Sedanter yaşam, sigara ve alkol kullanımı, ayaküstü ve hızlı yenen yemek sonucu fazla kalori alımı, porsiyonun büyümesi, öğün atlama, bebeklik döneminde yanlış beslenme obeziteye zemin hazırlayan nedenler olarak sayılabilir. Obezitenin tedavi edilebilir ve önlenebilir olması daha fazla ilgiyi gerektirmektedir” dedi.

“Yeterli ve dengeli beslenme okul çağında daha da önemlidir”

Seminerde konuşma yapan Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ), Hemşirelik ve Ebelik Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Dr. Emine Güllüelli, “Son 40 yılda çocuk ve gençler arasındaki obezite oranlarının 10 kat arttı. Obezitenin en büyük nedenini şekerli ve fazla işlenmiş gıdalar. Obezite oluşumunda genetik faktörlerin önemli yer tuttuğu pek çok çalışmada ispatlanmıştır. Ailede ki şişmanlık çocukluk obezitesi için en büyük faktörlerden biridir. Aile çocuğu hem genetik hem de çevresel olarak direkt etkiler. Besin seçimi, sofra düzeni, beslenme alışkanlıkları konusunda aile her zaman etkindir. Yeterli ve dengeli beslenme, yaşamın her döneminde sağlıklı ve kaliteli bir hayat sürmemizin temel koşulu iken, büyüme ve gelişmenin hızlandığı, öğrenme ve kavrama işlevlerinin geliştiği okul çağında daha da önemlidir” dedi.

“Mümkün olduğu kadar günde 3 öğün beslenmeli”

GAÜ Smart Health İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Cenkler ise konuşmasında; “Obezitenin kaynağını bugün henüz tam olarak bilinmese de hastalara daha az yemek yemelerini ve daha fazla hareket etmelerini öneriyoruz. Bu konu yeme alışkanlıklarını değiştirmelerine yardımcı olmaları ve kişileri sağlıklı beslenmeye motive etmeleri için sıklıkla psikologların ellerine bırakılmaktadır” dedi. Stres ve obezite arasındaki ilişkiye değinen Dr.Cenkler, “Stres oluşturan olgu, örselenmiş bir yaşam biçimi, bazen anksiyete, neredeyse çöküntü nadiren de çatışmalara karşı verilen bir yanıt anlamında kullanılmaktadır. Ağır psişik travmalar, kazalar ve kafa travmaları, kimi zaman birkaç hafta veya birkaç ay gibi bir sürede düzinelerce kiloya varan hızlı ve kütlesel kilo alımlarına neden olabilir. Obezitenin önlenmesi için sağlıklı beslenme programı protein, posa, probiyotik ağırlıklı olmalı, glisemik indeks ve glisemik yükü düşük karbonhidratlar kullanılmalıdır. Programda gluten ya hiç ya da çok az olmalıdır. Mümkün olduğu kadar günde 3 öğün beslenmeli. Akşam 9’dan sonra bir şey tüketilmemelidir” şeklinde konuştu.

“Televizyon karşısında yemek yeme gibi alışkanlıklar obeziteye neden olur”

GAU Smart Health Life Center Diyetisyeni Gamze Öztürk obezite ile ilgili yaptığı açıklamada; “Şişmanlık yaşadığımız yüzyılın en önemli sağlık sorunlarından biridir. Yaşamın teknoloji ile birlikte kolaylaşması besin kaynaklarının bol ve kolay ulaşılabilir olması şişmanlık oranının hızla artmasına neden olmuştur. Obeziteden korunma, çocukluk çağında başlamalıdır. Çocuk ve adolesan döneminde oluşan obezite, yetişkinlik dönemi obezitesi için zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle aile; okul ve çevre yeterli ve dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konularında bilgilendirilmelidir. Normal ihtiyacın üstünde besin alımı, özellikle çalışan kişilerde sağlıklı besinler yerine fast food tarzı enerji yoğunluğu yüksek besinlerin çok tüketilmesi, hızlı yemek, büyük lokmalar alınması, televizyon karşısında yemek yeme gibi alışkanlıklar obeziteye neden olur. Obezitede beslenme tedavisi ve fiziksel aktivitenin artırılması ile birlikte davranış değişikliği tedavisi kesinlikle gereklidir. Beslenme tedavisi ve egzersizin davranış değişikliği tedavisi ile birlikte kullanıldığı “kombine tedaviler” hem ağırlık kaybını sağlamada hem de kaybedilen ağırlığın korunmasında büyük başarı sağlar” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Etiketler :

HABERE YORUM KAT